Aldatılan Kişilerin Hakları Nelerdir?
Türk Ceza Kanununda zina suçu olarak düzenlenmiş olan aldatma konusu 1991 yılında kanunda yapılan değişiklikle suç olmaktan çıkarılmıştır. Aldatma, her ne kadar artık Türk Ceza Kanununda bir suç teşkil etmiyorsa da 4751 sayılı Türk Medeni Kanununda bu husus boşanma nedenleri arasında sayılmıştır. Öte yandan aldatmanın mahkemeler nezdinde boşanma nedeni sayılabilmesi için kanunlara uygun olarak elde edilmiş somut delillere ihtiyaç vardır. Peki bu boşanma nedeni sayılması için gerekli deliller nelerdir? Boşanma davası açılabilmesi için ne tür deliller mahkemeye sunulabilir? Delillerin mahkemede kabul edilmesinin ardından aldatılan kişi ne tür haklara sahip olacaktır? Bu makalemizde bu soruların yanıtlarını vermeye çalışacağız. Konu hakkında sorularınızı yorum bölümümüzden bizlere iletebilirsiniz.
Aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında mahkeme tarafından kabul edilen somut delilleri şu şekilde sıralayabiliriz ;
- (Eş erkek ise) Bir başkasını hamile bırakması.
- (Eş kadın ise) Bir başkasından hamile kalması.
- Bir başkasıyla yaşanmış olan cinsel ilişkiden kaynaklanan cinsel hastalığın ortaya çıkması.
- Cep telefonu, sosyal medya vb. ortamlarda yapılan yazışmalar.
- Karşı cinsle başka bir otelde, evde, odada kaldığını gösterir resimler, videolar.
- Apartman kamerası, işyeri kamerası vb. kamera görüntüleri.
- Kredi kartı ekstresi vb.
Yine belirtmekte fayda var ki, yukarıda belirtmiş olduğumuz bu delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş deliller olması gerekmektedir. Aldatılan kişi her ne kadar boşanma davasını açıyor olsa da bu durumun yanı sıra kendisi aldatan eşinden hem maddi hem de manevi tazminat hakkına da sahip olacaktır. Aldatıldığını öğrenen eş 6 ay içerisinde boşanma davasını açmalıdır. 6 aylık bu süre içerisinde eşini affeden ve dava açmayan eş, dava hakkını da kaybedecektir. Bu hususa mukabil olarak da aldatma eyleminin üzerinden 5 yıllık bir süre geçmedikçe yine dava açılamayacaktır.
Aldatma Nedeniyle Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı
Aldatma konusu 4751 sayılı Türk Medeni Kanununda yer alan sadakat yükümlülüğünü de beraberinde getirdiği için, sadakatsizlik ya da zina nedeniyle boşanma davalarında ziynet eşyaları aldatılan eşe (genelde kadınlara) verilir. Bunun yanı sıra maddi değeri olan ziynet eşyaları, teknolojik eşyalar vb. parçalar için yine bunların aldatan eş tarafından tazmin edilmesi talep edilecektir. Ayrıca aldatılan eşe kalan miras da yine şahsi mal statüsünde değerlendirilerek mal paylaşımı içerisinde yer almayacaktır.
Aldatılan Eş 3. Kişiye Tazminat Davası Açabilir Mi?
Boşanma avukatlarına en çok sorulan sorulardan birisi de aldatan eşin, sevgilisine ya da bir başka deyişle birlikte olduğu kişiye tazminat davası açılıp açılamayacağı hususudur. Bu noktada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu içtihatlarında, 3. Şahsın birlikte olduğu kişinin medeni durumunun evli olduğunu bilmesi ve buna rağmen birlikte olmayı kabul etmesi durumunda aldatılan eş tarafından 3. Kişiye tazminat davası açılabilecektir. Yani aldatan eşin sevgilisi, birlikte olduğu kişinin evli olduğunu bilmiyorsa, 3. Kişiye yönelik olarak tazminat davası açılması hususu söz konusu değildir.
Aldatılan kişilerin hakları, boşanma ve tazminat konusu ile ilgili detaylı bilgi almak için alanında uzman ve deneyimli bir boşanma avukatı ile görüşmek yararlı olacaktır.